Başlangıç dönemi hakkında çok net bir bilgi bulunmamakla beraber köklü bir spor olan bilardo, gerek kuralları, gerek kullanılan malzemeleri ve gerekse çeşitleri açısından bir çok evrim ve değişim yaşayarak günümüz dünyasında yerini almıştır.
Ortaçağ Avrupa'sında asilzade oyunu olarak bilinen , saray ve konaklarda oynanan bu oyun yaşadığı değişimler sonucu gelişmiş ve organize bir spor dalı olmuş ve kurumsallaşmıştır.
19. Yüzyılın başlarında öncelikle saray ve konaklarda görülmeye başlanan bilardo masaları ancak Cumhuriyetin kuruluşundan sonra, 1935'lerde kahvehanelerde yer almaya başlamıştır. Bilhassa gençliğin büyük ilgi göstermesi ile birlikte, Federasyonun kuruluşuna kadar geçen sürede köyler ve kasabalar da dahil yurdumuzun her tarafına yayılmıştır.
Federasyon öncesi açılan salonlar , Türkiye Kahveciler ve Kıraathaneciler Federasyonuna bağlı olarak çalışmaktadır ve sayıları çok yüksektir.(75 - 80 bin)
Türkiye Bilardo Federasyonu ise 1993 yılında kurulmuştur. Spora başlama ya da Lisans çıkarabilme yaşı olarak , uluslararası yaklaşım ile 13 (12 yaşını bitirmiş) kabul edilmiş ve bu gençlerin kahvehanelerden çok daha sıhhatli ve düzgün ortamlara sahip olabilmeleri için de Özel Spor Salonu Yönetmeliği hazırlanmıştır.
Halen sayıları 3 bine ulaşmış olan bu mekanların spora uygunluğu, denetimleri ve icraatları Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri ve Bilardo Federasyonu tarafından yapılmaktadır. Kötü alışkanlıklardan ve bilhassa kumar ortamından arındırılmış bu salonlarda antrenör kontrolünde ve lisanslı sporcu olarak faaliyet yapabilmeleri sağlanmıştır.
Halen ülkemizde sayıları yüz bine yaklaşan işletmeler , yaklaşık 500 bin adet bilardo masası ile her yaştan, toplumumuzun her kesiminden ve her gün bilardo oynayan 5 milyona yakın insanımızla birlikte inanılmaz bir bilardo potansiyeli mevcuttur. Milli sporcularımızın başarıları (2003-2004 yılları Milli Takımlar Dünya 3 Bant Şampiyonuyuz), malzeme imalatında yaşanan olumlu gelişmeler ve ciddi bir ihracat kapasitemizin olması gibi nedenlere bağlı olarak bilardonun önemi artmaktadır.
Bilgisayar ve internet dünyasının gençler üzerindeki etkisi, mevsimlere dayalı durağanlıklar ve sportif anlamda yaşanan başarısız dönemler ise sporumuzun önündeki olumsuzluklar olarak görülmektedir. Yakın bir zamanda Bilardo Federasyonu tarafından yapılması düşünülen liglerin, sporumuza ekstra bir canlılık getireceği de şüphesizdir. Kulüpleşmenin çoğalması ile birlikte hakem ve bilhassa antrenör ihtiyacının da artacak olması eğitim faaliyetlerine ağırlık verilmesini zorunlu kılmaktadır.
Sporcularımızın son Milli Takımlar Dünya Şampiyonluğunun yurt içi ve bilhassa yurt dışı basında "Türk gibi Zeki" ifadeleri ile yer alması ülkemiz açısından son derece önemlidir.Yüzyıllarca sadece güç sporlarında başarılı olabilen ülkemiz bilardo ile bizlere daha farklı bakılmasına sebep olmaktadır. Şampiyonumuz Semih Saygıner' in, Arjantin, Kolombiya, Meksika, Amerika ,Japonya ve tüm Avrupa ülkeleri de dahil her yerde şovlara davet edilmesi ve gittiği ülke insanlarına kendi lisanları ile hitap ederek gösteri yapması ise ülkemizin imajı açısından son derece önemli ve olumlu katkılar yaratmaktadır.
>>>BİLARDOYU SEVENLER VAR MI ?<<<