Cahil Forum Bilgi Paylaşım Platformu
Cahil Foruma Hoşgeldin Dostum

Hertürlü Yararlı Bilgileri Burda Bulabilirsin

Paylaşım Yapmak İçin Kayıt ol Yada Giriş Yap Smile



Solunum Güçlüğü 1282
Cahil Forum Bilgi Paylaşım Platformu
Cahil Foruma Hoşgeldin Dostum

Hertürlü Yararlı Bilgileri Burda Bulabilirsin

Paylaşım Yapmak İçin Kayıt ol Yada Giriş Yap Smile



Solunum Güçlüğü 1282
Cahil Forum Bilgi Paylaşım Platformu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Cahil Forum Bilgi Paylaşım Platformu

Cahil Forum'a Hoşgeldiniz
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Solunum Güçlüğü

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




Solunum Güçlüğü Empty
MesajKonu: Solunum Güçlüğü   Solunum Güçlüğü EmptyC.tesi Nis. 23, 2011 3:30 am

Akciğer hastalıklarında, solunum güçlüğünün anlamı nedir? Solunum güçlüğü ya da nefes darlığı, akciğer işlevlerinin ileri derecede bozul­masının bir ifadesidir ve her olguda tehlikeli bir işarettir. Soluma güçlüjj lunumun az ya da çok yetersiz olduğunu belirten bir belirtidir.
Akciğer Zarına Hava Girmesi
Eskiden bütün olgular doğrudan doğruya vereme bağlanırken günümüzde vere­min bazı durumlarda ve dolaylı bir rol oynadığı düşünülmektedir. Sert bağdoku ve amfizem bülleri (hava dolu kabar­cık) oluşumuyla uzun sürede iyileşen orta ağırlıktaki verem olgularında akci­ğer yırtılması görülebilir. Genel olarak verem, akciğer zannın hemen altında içi hava dolu kabarcıklar ya da kesecik­ler yaparak iyileşir. Bunların yırtılması akciğer zan boşluğuna hava kaçmasına neden olur. Hava dolu kesecikler genel­likle akciğerin tepe bölgesinde yer alır ve bazen ceviz büyüklüğüne erişir. Ay­rıca küçük bronşlar düzeyinde gelişerek soluk alırken hava girişine izin veren, ama soluk verirken çıkışı engelleyen bir kapak gibi çalışırlar. Bölgede önce aşırı bir gerilme, ardından keseciğin çeperin­de incelme ve en sonunda da yırtılma gözlenir.Bu tür sert bağdoku oluşumu verem­den başka pnömokok enfeksiyonlarında ve frengide de gözlenir.Özellikle yenidoğanlarda ve küçük çocuklarda gelişen akciğer zarında ken­diliğinden hava birikimi doğumsal et­kenlere bağlanmıştır. Bu durumda akci­ğer zarının ve akciğerin tam gelişmemiş olması bazı bölgelerin görece dirençsiz kalmasına yol açar.Hastalık genellikle 20-30 yaşları arasında ortaya çıkar ve bu nedenle ba­zen gençlik pnömotoraksı adıyla anılır. Hastalığın oluşumunda hava dolu keseciklerin gelişimi kadar bunların patlamasına yol açan etkenler de önem­lidir; fiziksel güç harcama, heyecan, ök­sürük nöbetleri, hafif göğüs yaralanma­ları patlamaya neden olabilir. Kendiliğinden pnömotoraks, sönme­sine neden olduğu akciğer dokusunun genişliğine göre sınıflandırılır. Pnömo­toraks tamsa, yani hava bütün göğüs boşluğunu doldurursa, akciğer zarı kat­manları tümüyle birbirinden ayrılır. Ke­se oluşturan hava birikimindeyse hava akciğer zan katmanı arasındaki yapışık­lıklarla sınırlanmıştır. Bu olasılık hasta­nın geçmişinde bir akciğer-akciğer zan hastalığının bulunmaması durumunda çok düşüktür. Akciğer zan boşluğunda toplanan hava akciğerin göbek (hilus) bölgesine kadar büzülmesine neden olur. Topla­nan hava çok fazlaysa akciğer tümüyle söner; karşı tarafa doğru itilen mediyas­tinin arkasına doğru büzüşür. Pnömotoraks akciğer zan boşluğundaki basıncın durumuna göre de çeşitli tiplere ayrılır:

• Kapalı pnömotoraks. Hava akciğer zan boşluğuna dolmaya başlayınca, zar ve akciğerdeki giriş deliği kendiliğin­den kapanır. Bu durumda boşluktaki ha­va hemen geri emilmeye başlar..
• Açık pnömotoraks. Akciğer zan ile akciğer arasında açık kalan giriş deliği havanın boşluğa girip çıkmasını sağ­lar.
• Kapaklı pnömotoraks ya da basınç pnömotoraksı. Akciğer ve akciğer zan arasında oluşan kanalda yapay bir ka­pakçık sistemi gelişir ve soluk alırken akciğer zan boşluğuna hava girmesine izin verirken, soluk vermede hava çıkı­şını engeller. Bu koşullarda akciğerler çok yüksek bir basmç altında çöker ve zamanında cerrahi girişim yapılamazsa hastalık ölüme yol açar..Akciğerdeki ve akciğer zan iç kat-manındaki hava dolu keseciklerin yırtıl­ması sonucunda zar boşluğunda kanlı bir sıvı birikir. Sıvı birikimi belirgin bir düzeye ulaştığında akciğer zan boşlu­ğunda hava ve kan birikiminden (he-mopnömotoraks) söz edilir; bu hastalık çok ağır gidişli olabilir.Pnömotoraks dinlenme sırasında ya da hafif bir zorlanmadan sonra da orta­ya çıkabilir. Hastalığın başlangıcında genellikle ilgili göğüs yansında şiddet­li, delici bir ağn duyulur ve nefes darlı­ğı ortaya çıkar. Bununla birlikte bütü­nüyle belirtisiz gelişen sessiz olgular da vardır. Bazen de akut solunum yetmez­liği belirtileri görülür. Hastada başlan­gıç döneminde nefes darlığı, morarma ve huzursuzluk, ardından da koma du­rumu gelişebilir. Tanıya akciğer filmiyle vanlır. Filmlerde akciğerin hava birikimi sonu­cunda normal biçimini yitirdiği, çöke­rek akciğer göbeğine doğru büzüştüğü ve karşı tarafa doğru itildiği görülebilir. Bazı olgularda akciğer ile akciğer zarı arasında hava giriş kanalı (fistül) oluşmasına yol açan gaz dolu kesecikler ko­layca saptanabilir. Herhangi bir hastalığa bağlı olma-.yan ve kendiliğinden gelişen pnömoto­raks genellikle özel bir girişim yapıl­maksızın yatakta kesin dinlenmeyle iyi­leşir. Buna karşılık açık ya da kapaklı pnömotorakslar kronikleşebileceğinden acil girişim gerektirir. Pnömotoraks has­taların yüzde 10-20’sinde kolayca yine-leyebilen bir hastalıktır. Yinelenme, bir­birine yakın konumlu hava dolu çok sa­yıda keseciğin iki yanlı ve üzüm salkımı gibi yerleşmiş olmasından kaynaklanır. Hastalık birçok kez de yineleyebilir; ay­nı hastada 20 kez yinelendiğine rastlan­mıştır. Yinelenme aynı yanda (tek yanlı yineleyici pnömotoraks) ya da dönü­şümlü olarak iki yanda da (dönüşümlü yineleyici pnömotoraks) olabilir.

İKİNCİL PNÖMOTORAKS
Akciğerde ya da çevre organlarda doku yıkımına yol açan hastalıkların bir so­nucu olarak gelişebilir. Akciğer zan iç katmanında yırtılmaya yol açabilen bu hastalıkların başlıcaları akciğer veremi, akciğer apsesi, bronşektazi, akciğer tü­mörleri, akciğer enfarktüsü ve ekino-kok kistleridir. Eskiden verem en sık görülen nedenken günümüzde etkili an­tibiyotik tedavisinden sonra bu önemini yitirmiştir.
İkincil pnömotoraks sonrasında ak­ciğer zan iltihabı ve ardından da ampi-yem gelişebilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Solunum Güçlüğü
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Cahil Forum Bilgi Paylaşım Platformu :: Sağlık :: Hastalıklar-
Buraya geçin: