TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, 103 yaşındaki Berfo Ana’nın 13 Eylül 1980’de gözaltında kaybolan oğlu Cemil Kırbayır’la ilgili araştırma sonucunda “işkencede öldürüldüğü kanaatine ulaştıklarını” açıkladı.
Zafer Üskül’ün dün Meclis’te düzenlediği basın toplantısında yaptığı değerlendirmeye göre Kırbayır 13 Eylül 1980’de evinden alınıp 247. Piyade Alayı’na, orada bir hafta tutulduktan sonra Kars Askeri Gözetimevi’ne gönderildi. Sorgu evi olarak kullanılan Dede Korkut Eğitim Enstitüsü’nde sorgulandı, işkence gördü ve 8 Ekim 1980’de öldürüldü. Polis, Kırbayır’ın gözaltında tutulduğu yerden kaçtığına ilişkin tutanak tuttu. Üskül, 1980’den sonra soruşturma açmayan Kars Başsavcılığı’nın yakın zamanda bir soruşturma başlattığını ve bunun sonucuna göre Kırbayır’ı öldürenlerin tespit edilip işlem yapılacağını söyledi. Kırbayır’ın emniyet, MİT ve Sıkıyönetim Komutanlığı görevlilerinden oluşan bir grupça sorgulandığını belirten Üskül, 8 Ekim 1980’de sorgu odasındaki sıkıyönetim görevlisi ile dönemin sıkıyönetim komutanlarını belirlemek amacıyla Milli Savunma Bakanlığı’na yazdıkları yazıya yanıt beklediklerini vurgulayarak, “Bu kişilerin bazıları hayatta, bazıları vefat etmiş” dedi.
Vicdan sahibi olan konuşur
Kırbayır’ın annesi Berfo Kırbayır’ın oğlunun mezarının olması için kemiklerini talep ettiğini hatırlatan Üskül, “Vicdan sahibi birkaç kişinin konuşmasını ve yer göstermesini bekliyoruz. ‘Ölmemiştir’ diyorsa devlet bunu kanıtlamak zorundadır. Bize göre de sorguya getirilen kişinin kaçma ihtimali yok. Çok geç olmayan bir tarihte cumhuriyet başsavcılığı gereğini yapacaktır” dedi.
“Ölüyorum” diye yalvarmış
Üskül’ün basına dağıttığı bilgi notunda, Cemil Kırbayır’ın sorgusu şöyle anlatıldı: “Kırbayır’la sorguya götürülen Çetin Aşula, Davut Aksu ve Cengiz Kaya’nın anlatımına göre Kırbayır sorgu sırasında yapılan işkenceye dayanamayıp -muhtemelen beyin kanaması geçirmiş- kusmuş, işkencecilerine yalvararak ‘Abi ölüyorum, hastaneye götürün, ölüyorum, ölüyorum’ şeklinde iniltili sesler çıkarmıştır. Sorgu odasında kısa bir sessizlik olmuş, daha sonra koşuşturma başlamış ve telsizlerden Cemil’in pencereden atlayarak kaçtığı anonsuyla birlikte güvenlik güçleri sorgu için başka bir bölümde beklemekte olan kişilerin yanına gelerek, ‘Cemil kaçtı. Nereye gitmiş olabilir, siz bilirsiniz’ diyerek kaçmış olduğu inancını onlar vasıtasıyla yaymak istemişlerdir.”